Önemli olan ömrünü nasıl geçirdiğin, nerede geçirdiğin, kimlerle geçirdiğin ne işler yaparak geçirdiğin…
Ömür dediğin şey hayata sunulmuş bir armağan değil midir zaten? Ömür bu kadar kısa iken hayat ne kadar uzun olabilir ki? Ve belki de bu hayat bir kelebeğin ömrü kadardır. Bu hayatı ne kırarak, ne de kırılarak yaşamayacaksın. Geçip gidiyor ömür dediğin şey…
Ömür dediğin telafisi olmayan ve geriye getiremediğin nadir şeylerden..
Tekrarı yok bu filmin. Ne zaman başladı ne zaman bitti anlayamadan bitiyor bu film. Ömür dediğin nedir ki; hayale kaldığın kadar, yaşamaya geç kaldığın kadar, elindeki ile yetindiğin kadar, değmezmiş diyeceğin insan uğruna heder ettiğin kadar, acıları tek tek silemediğin kadar, aldığında verebileceğinden emin olmadığın bir nefes kadar, ezanla sela arasında bir nefeslik yol kadar ve göz açıp kapayıncaya kadar…
ÖMÜR DENEN BU YOLLARDA
Ömür denen bu yollarda
Gidiyoruz yarını bilmeden
Dost olmuş ömre akşamlarda
Bir gün yüzü görmeden
Geçiyor beklenen yarınlarda.
Ömür denen bu yollarda
Kimi neşeli, kimi ağlıyor
Bir dünya ki…
Kimse kimseyi anlamıyor
Neden kalpler kırılıyor
Ömür denen bu yollarda.
Dünya yalan hep boş
Gel mutluluğa sende koş
İnsanlar başka bir hoş
Ömür denen bu yollarda.
Ömür denen bu yollarda
İlhan’da eskiyecek
Dünyadan silinecek
Belki hatıram bilinmeyecek
Ömür denen bu yollarda…
İlhan Biçer
Sevgiyle kalın…